Haberler

UTA Lojistik Dergisi, İbrahim Dölen Röportajı

1. Borusan Lojsitik'i tanıtır mısınız? 

Kuruluşumuz gümrükleme, nakliyat, liman işletmeciliği, depolama, yurtdışı forwarding ve fuar lojistiği alanlarında faaliyet gösteriyor. Yeniden yapılandırmasını 2000 yılı başında tamamladığımız firmamız, liman, gümrükleme ve 'Üçüncü Parti Lojistik (3PL)' olmak üzere üç ana alanda hizmet sunuyor. 

"Hammaddeden ürünün tüketilmesine kadar" servis, kalite kontrol, ulusal ve uluslararası taşıma, acentelik, liman hizmetleri, sundurma ve genel antrepo, konteyner hizmetleri, paket açımı, stok yönetimi, konsolidasyon, montaj, yeniden paketleme, son kalite kontrol, gümrükleme, sigortacılık, gözetim hizmetleri, tam zamanında teslim ve bu hizmetlerin geri dönüş halkalarından oluşan ihtiyaçları karşılamak üzere hem Türkiye'deki hem de yurtdışındaki müşterilerimize hizmet veriyoruz. Kuruluşumuzun altyapısı da tüm bu hizmetlerin hatasız ve üstün kaliteli olarak verilmesini sağlayacak niteliklere sahip. 

Var olan Gemlik liman tesislerimizin yanına, 2000 yılında, ikinci bir iskele daha inşa ettik. Böylece, tesisin yarı açık sundurmasını kapalı hale getirdik. Yeni liman kompleksimiz ile Gemlik tesisimizin 800 bin ton olan yük kapasitesini, 1 milyon 650 bin ton konvansiyonel yük ve 45 bin adet konteyner ölçeğine ulaştırdık. 18 milyon dolarlık yatırımla, limanımıza ikinci ve üçüncü rıhtımlar ve ekipmanları da eklendi. Ayrıca, 4 bin m2 ve 5 bin m2'lik iki yeni deponun inşaatını da bitirdik. Diğer önemli yatırımımız ise Gebze'de 7 bin 730 m2 alanda kurulu depo ve antrepodan oluşan lojistik merkezimiz. 

Yatırımlarımız sadece yukarıda saydıklarımla sınırlı değil elbette. Sektörün gelişebilmesi için bilgi teknolojisinin ilerlemesinin yanı sıra, e-lojistik ile teknolojik yatırımların da bir o kadar önemli rol oynadığının bilincindeyiz. Bugüne kadar yaptığımız yatırımların büyük bir kısmını müşterilerimize "uçtan uca" (end-to-end) çözüm sunabilmek için gerekli teknolojik altyapının oluşturulmasına ayırdık ve oluşturduğumuz SAP R3 omurgasına bağlı ERP (Kurumsal Kaynak Planlaması) sistemiyle tüm işlemleri standardize etmiş durumdayız. 

Tüm bunlara ek olarak, sitemizde yer alan modüller sayesinde, firmamızdan hizmet alan kuruluşlar ihracat-ithalat takibi yapabiliyor, müşteri ve satıcı hesaplarını inceleyebiliyorlar. "Anket modülü" de, müşteriler diledikleri sorulardan oluşan anketler hazırlayarak bize iletebiliyorlar. Bu sayede, müşterilerimiz bir yandan sunduğumuz tüm ayrıcalıklardan yararlanabilirken, biz de web sitesimiz üzerinden müşteri memnuniyeti ölçümünü kesintisiz biçimde yapabiliyoruz. İlişkilerimizi de, yine web sitemizde var olan "özel müşteri iletişim alanı"ndan yürütebiliyoruz. E-business uygulamalarımız ile müşterilerimiz, tüm lojistik ihtiyaçlarını baştan sona Internet üzerinden takip edebiliyorlar. Ayrıca, Gemlik iskelemizi 12 adet kamera aracılığıyla 24 saat boyunca izliyoruz. Müşterilerimiz de iskelemizi Internet üzerinden, canlı olarak izleme olanağına sahipler. Böylece, limandaki çalışmaları eş zamanlı olarak görme ve denetleme olanağı buluyorlar. 

Saydığım bütün bu uygulamalar ve faaliyetlerimizle, Borusan Lojistik'i "müşterilerinin sesini duyan" ve onlardan sağladığı verileri değerlendirerek hizmetlerini güvene dayalı, şeffaf bir temelde veren, sektöründe örnek bir kuruluş yaptık. 

2. Yeniden yapılanmakta olan Irak'ı lojistik sektörü açısından nasıl bir pazar olarak değerlendiriyorsunuz? Irak pazarının bugünkü ve gelecekteki olası durumunu değerlendirir misiniz? 

Hem altyapı hem de üstyapının tamamen yeniden düzenlenmesi gerekiyor. İnşaa sürecinde bizim de kamuoyundan takip ettiğimiz kadarıyla, "Irak'ın yeniden yapılandırılması" konferansları düzenleniyor, çeşitli ülkelerden birçok önde gelen firma bu konferanslara katılıyor, fikirlerini beyan ediyor. Ayrıca, ihaleler açılıyor, firmalar ihalelere katılıyorlar ve çok meşakkatli süreçleri tamamladıktan sonra ihalelere katılma hakkına sahip oluyorlar. İhaleler şu anda Amerika kontrolünde açılıyor ve sonuçlandırılması da tamamen Amerikan kararlarına göre yürüyor. Türkiye'de bu pazarda söz sahibi olabilmek için bu konferanslara da ihalelere de katılıyor. 

Fakat Türkiye diğer ülkelere göre daha avantajlı durumda, çünkü hem coğrafi yapısı gereği Irak'ın sınır komşusu hem de stratejik yapısı gereği sadece bu konuda birçok ülkenin işbirliği yapmak isteyebileceği bir ülke konumunda. Türkiye'de başta inşaat sektörü olmak üzere çok çeşitli sektörler bu avantajdan yararlanabilirler. Bunlardan biri de lojistik sektörü. Lojisitik firmaları altyapı çalışmaları sırasında ihtiyaç duyulan tüm malzemeleri taşıyacak. Ayrıca, beyaz eşyadan otomotive, kahverengi eşyadan gıdaya kadar gerekli malzemeler de ithal edilecek, bunların taşınmasını da lojistik firmaları gerçekleştirecek. Dolayısıyla, çok ciddi iş potansiyeli mevcut. 

Belirttiğim gibi, Irak, lojistik açısından da hergün çok yakından takip edilmesi gereken bir pazar. Yeni bir pazar içinde güncel ve değişen parametreler sonucunda navlunlar her gün farklılık gösterebiliyor. Bizim açımızdan Habur Kapısı Kuzey'den ulaşılabilecek tek kapı. Bu aslında çok hassas bir nokta çünkü, zaman zaman geçici de olsa Habur Kapısı kapanabiliyor. Biz müşterilerimize her gün yeni bir "muhtemel ulaşım tarihi" verdiğimizden, bu hususta doğabilecek herhangi bir problem tüm zamanlama programını altüst edebiliyor. Güvenlik konusu ise diğer önemli bir parametre. Müşterilerimize sağladığımız hizmetlerde yüzde 100 garanti gerekiyor. Hem şoförlerin hem de taşıdığımız yüklerin güvenliğini sağlamak zorunluluğu var. Bu sebeple de Irak pazarına, en azından şimdilik temkinli yaklaşılması gerekiyor. 

Irak'ı yeniden yapılandırmak kısa sürede gerçekleşecek bir durum değil elbette. Bunun için yıllara ihtiyaç var. Gelecekte bu pazarda söz sahibi olmak isteyen ülkeler de şimdiden buraya yatırım yapıyorlar. Her ne kadar. bazı kaynaklar tarafından teyid edilmese de, Türkiye'nin Irak için en uygun ticaret partneri olduğuna ve ileride olmaya devam edeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Türkiye'nin avantajı çok büyük; çünkü bölgede bunulan diğer iki koridorun birçok dezavantajı var. Mesela, Ürdün-Bağdat Koridoru ithalat ağırlıklı kullanılıyor. Bölgede üretim olmadığı için toplam maliyet yüksek. Bir diğer koridor olan, Umm-Kasr - Bağdat, Ürdün - Bağdat Koridoru gibi ithalat ağırlıklı ve Umm-Kasr limanı savaşta çok hasar görmüş. Ayrıca Avrupa'dan yapılan ithalatlar için "zaman" dezavantajı bulunuyor. Hal böyle olunca, en avantajlı koridor Mersin (İskenderun) - Habur - Bağdat Koridoru olarak ortaya çıkıyor. Eğer bu avantaj doğru kullanılırsa, Türkiye'ye uzun vadede çok fayda getirebilir. 

3. Borusan Lojistik Mayıs ayından itibaren Irak'ta bulunan alliance askerlerine lojistik desteği sağlıyor. Borusan Lojistik Irak'a çalışma kararını nasıl aldı, proje nasıl gelişti? Irak, Borusan için daha önce çalışılan bir pazar mıydı? 

Borusan Lojistik, Irak'ta Danish Camp Supply (DCS) ile işbirliği içinde. Danish Camp Supply, Barış Güçleri'nin bulunduğu Balkanlar ve Afganistan gibi dünyadaki her noktada, bu birliklerin tüm ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla proje üreten bir organizasyon. Barış gücüne dahil olan Danimarka Askerleri, Basra (Güney Irak) yakınlarında bulunan Camp Eden - AlQuarna'nın güvenliğini sağlıyorlar. Burada yaklaşık 300-400 asker bulunuyor. Askerlerin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilmek için DCS'in iki alternatifi bulunuyor; Umm_Kasr veya Adana-Mersin Koridorları. Görüşmelerimiz sonucunda, Türkiye üzerinden daha emniyetli ve zaman kontrollü lojistik hizmeti alabileceklerini Borusan Lojistik olarak teyid ettik. O zamandan bu yana da, beraber çalışıyoruz. Bugüne kadar, Balkanlar'da bulunan Slobenski Brod üretim merkezinden AlQuarna'ya 200 adet Prefabrik konteyner sevk ettik. Ülkemiz için önemli olan böylesine bir işbirliği sayesinde, ayda yaklaşık 100 ton kaynak suyun ve 10 - 20 ton yaş meyve sebzenin Çukurova bölg