Haberler
BORUSAN LOJİSTİK GENEL MÜDÜRÜ SN.ATİLLA YILDIZTEKİN İLE SEKTÖRE BAKIŞ
Son yıllarda önemi artan yeni sektörler oluşuyor ve ticari hayata yeni açılımların artması ile birlikte ivme kazanan bu sektörlerden biri de lojistik olarak göze çarpıyor. Ülkemizde bu büyük çalışmalara imza atan kuruluşların öncülerinden birisi de Borusan Holding bünyesindeki Borusan Lojistik'tir. Dünyadaki diğer ülkelerin yapılanmalarına bakıldığında ülkemizdeki geçmişi yeni olan lojistik sektörünün temsilcileri biraz geri durumda kalmışlardır. Borusan Grubu'nun yapmış olduğu Pazar araştırması sonucu, 21. yüzyıldan itibaren dünya üzerinde gelişecek olan iş kollarının en önemli iki tanesinin lojistik ve bilgi teknolojileri olduğunun görülmesinden sonra, daha öncesinde % 70 - 75 oranında grup şirketlerine hizmet veren Boru Nakliyat, Bortrans ve Borusan İthalat, İhracat, Dağıtım firması yeniden yapılanması çerçevesi içerisinde reorganize edildi. Bizim sektördeki 27 yıllık referans ve servis kalitemize ek olarak Borusan Lojistik adını alana kadar geçen 14 aylık süreçlerimiz düşünüldüğünde, bugün pazarda yer alan akşam nakliyeci olarak kapanan pek çok firmanın ertesi sabah lojistik firması olduğunu görmek oldukça şaşırtıcıdır. Geçtiğimiz 3 - 4 yıl içerisinde pek çok firmanın servis kalitesinde hiç bir farklılık olmazken isimlerinin değiştiğişmesi de dikkat çekicidir.
Lojistik alanında hizmeti değiştirmek, verilen servislerde farklılık yaratarak ve hizmetlerin çeşidini arttırarak sağlanır. Bizce lojistik servisin temelinde yatan müşteri ihtiyacının karşılanmasıdır. Lojistik bir ihtisas konusudur. Biz lojistik'i ; her türlü ürünün, hizmetin ve bilgi akışının hammaddesinin oluştuğu noktadani tüketildiği noktaya kadar olan tedarik zinciri içerisindeki hareketinin yönetilmesi, yapılması ve kontrol edilmesi olarak tanımlıyoruz. Dünyada geçerli olan trend , işin bilen kişilere ve uzmanlara yaptırılmasıdır. Bizde bu konudaki tüm talepleri karşılayabilmek üzere gerekli yatırımları yapmıştır. Grup dışı ihtiyaçları eksiksiz karşılamak üzere mevcut Gemlik Limanımızı 20 milyon dolarlık yatırım ve 25 milyon dolarlık harcama ile genişlettik. Bunun yanısıra kara nakliye filomuzdaki kamyonlarımızı otomatik takip sistemleri ile yeniliyoruz. Kendi içimizdeki bilgi akışını düzenli olarak sağlamaktayız. Biz Türkiyedeki firmaların aksine önce gerekli alt yapımızı sağlayıp, sonrasında ismimizi değiştirdik. Ne yazık ki Türkiye'de bunun tam tersi uygulamalara oldukça sık rastlamaktayız.
Ayrıca dünyanın en büyük lojistik firmalarından CAT Logistics ile stratejik iş birliği ortağıyız. Uzun vadeli hedefimiz, yurtdışındaki lojistik firmalarının ileride Türk Pazarına girdiğinde karşılaşacaklarıve o işi birlikte yapacakları firma haline gelmektir.
GELECEKTE GLOBAL ÖLÇEKTE HİZMET VERMEK İSTİYORUZ
Lojistik sektörü ile ilgili olarak hem Türkiye'de hem de yurtdışında özel bir uygulama ve kanun bulunmamaktadır. Bunun da altında operasyonun her bir biriminin Gümrük Kanunu, Depolama Yönetmelikleri, Deniz Ticareti ile ilgili uluslarası uygulamalar gibi kendine özgü kanunlarının bulunmasıdır. Ben şahsi kanımca ekonominin serbestleşmesi gerektiğine inanıyorum. Bugün artık dünyada, Avrupa ve Amerika'da örneklerini gördüğümüz sınırların olmadığı bir yaşam biçimine gidiliyor.Sınırlar açıldığında, sınırı korumak gibi bir endişeniz kalmaz. Global hizmetin sınırlarının kendiliğinden kalktığı düşünüldüğünde gelecekte vereceğimiz global hizmet hedefimizin doğruluğu bir kez daha görülmektedir. Bu kapsamda birleşmeler olmalıdır ve dünyada büyük holdingler, şirket evlilikleri ve hatta rakiplerin birleşmesi çok sık yaşanmaktadır. Türkiye'de de bu yaşanacaktır.
TİCARETİN VE HİZMETİN SERBESTLEŞMESİNİ ENGELLEMESİ AÇISINDAN GÜMRÜK KANUNU HATALI GÖRÜYORUM
Gümrük uygulamaları ile ilgili bazı sorunların çözülmesi amacıyla çıkarılan yeni gümrük kanunu ile ilgili olarak yasanın iyi niyetle çıkarılmasına rağmen uticaretin ve hizmetin serbestleşmesini engellemesi açısından uygulamasını hatalı olarak görüyorum. Daha öncesinde de bu konuyu UTİKAD kanalıyla ve şirket içerisinde girişimlerle değerlendirdik. Bir işin ticaretinin belli bir meslek grubuna verilmesi risklidir. Bu durum Türkiye'de sermaye birikiminin , ticaret kapasitesinin büyümesini önlemesi açısından sakıncalıdır. Gümrük işlemlerini sadece gümrükler ya da gümrük müşavirlerinin yetkisindedir demek yanlıştır. Bu işi yaparken bir şirket kurabilirsiniz ve o şirket çerçevesi içerisinde o hizmeti verebilirsiniz. Ortak olabilirsiniz ya da onlarisze ortak olabilirler. Bu açıdan gümrük kanunu biraz değişik çıktı. Yani tüm şirketlerin içerisinde yer alan gümrük yapıları otomatikman dışarı atıldı. Bu lojistik'in kontrolü açısından da mahsurludur. Tüm işi takip ederken, bir noktada iş sizden çıkıyor ve sonra tekrar geri dönülüyor. Dolayısıyla bence yanlış madde " o şirketler gümrük müşavirleri tarafından kurulur." ibaresidir. Serbestlikten yanayım . Kontrol ettiğimiz herşey özellikle de devlet kontrolüne getirdiğimiz herşey, bir noktada o ticaretin özel sektör tarafından kontrolünü zorlaştırıyor.Kontroller yapılmalıdır fakat kontrol işin yürümesini engellemeyecek şekilde yapılmalıdır.
EKONOMİK TAŞIMACILIK GERÇEKLEŞTİRİLMELİDİR
Öncelikli amaç Türkiye'de parçalanmış durumda bulunan nakliye firmalarının birleştirilmesi olmalıdır. Nakliyeden doğan çok büyük zaman, emek ve yakıt kaybını telafi etmeliyiz. Teşviklerin kamyon alımına verilmesi yerine, o kamyonların birlikte çalıştırılmasına verilmesinin çok büyük avantaj olacağını düşünüyorum. Kamyonlar birleştirildiğinde taşınacak yük miktarı artacak ve ekonomik kullanımdan dolayı kamyonların boş kalma oranı düşecek ve dolayısıyla da kamyon nakliyesi ucuzlayacaktır. Avrupa'nın bugün uygulamakta olduğu sistem budur.
Bugün Türkiye'de kamyon filosunu büyüterek optimize çalıştırıyoruz. Deniz Nakliyesinde ise aynı noktadan gelen 10 tane hat var. Her hat küçük küçük gemilerle malını taşırken bu mallar birleştirilse büyük bir gemi ile mal taşınacaktır. Dünya Denizciliğinde bugün artık ekonomik taşımacılık amaçlı pek çok konteynerı birleştirerek büyük gemilerle taşıma yapılıyor. Bizim de bu sisteme dönmemiz gerekmektedir.