Haberler

İbrahim Dölen - Dünya Perşembe Rotası Röportajı

DÜNYA PERŞEMBE ROTASI / BORUSAN LOJİSTİK YANITI

Borusan Lojistik Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Dölen 1. "Karayolları Taşımacılık Kanunu" Türkiye'de taşımacılık alanında faaliyet gösteren firmaları hangi yönde etkiler? Çıkarılan kanuna Borusan Lojistik nasıl bakıyor? Yeni kanun aslında eksikliğini fazlasıyla hissettiren pek çok konuya cevap vermiş olacak. Kanunun uygulamaya konulmasıyla beraber sadece Türkiye'deki kara nakliye firmalarını değil, aynı zamanda tüm sektörleri yakından ilgilendirdiği görülecek. Müşterilerimiz ile değişimin neler getireceği konusunda gerçekleştirdiğimiz toplantılarda firmaların henüz kanunu çok iyi incelememiş olduklarını gördük. Kanun ile birlikte yaşanacak pek çok değişimi yakın bir tarihte göreceğiz. Ancak bunlardan belki de kendini en çok hissettirenler ve muhtemel sonuçları kısaca aktarmaya çalışayım. 2003 yılı verilerine göre ülkemizde karayolu üzerinde mal taşımaya ruhsatlı 1.023.861 kamyonet, 545.035 kamyon ve 60.786 çekici bulunuyor. Özellikle kamyon sınıfında yer alan araçların büyük çoğunluğu bir araca sahip, geçimini aracı ile sağlamaya çalışan şoförlerce kullanılıyor. Yollarda görmekte olduğumuz ve genelde eski, bakımsız olan bu kamyonlar ne yazık ki Türkiye içindeki mal hareketlerinde en yoğun kullanılan araçlar. Pek çok ilimizde bu araçların oluşturduğu ve kamyoncu garajı olarak bilinen pazarlar da mevcut. Pazarlarda o ildeki günlük talep ile arz karşılanıyor ve taşıma işleri ağırlıklı olarak bu piyasalar üzerinden geçiyor. Kanunun uygulamaya geçeceği 26 Şubat sabahından itibaren, bu araç sahipleri eğer araçları için gerekli olan yetki belgelerini almamışlarsa, trafikten men edilecekler. Trafikten men edilmenin yanı sıra araçları 15 günlüğüne bağlanacak ve araç başına milyarlarca lira ceza ödemek zorunda kalacaklar. Buna ek olarak halen piyasada bulunan ve ruhsat tarihi 1985 yılı ve öncesi olan 19 yaşından eski araçlar yük taşıyamaz hale gelecekler. Kesin rakamı bilinmemekle beraber tahminimize göre piyasada 8 teker olarak geçen ve en son 1976 yılında üretilmiş olan 10 ton kapasiteli en az 150.000 kamyon hurdaya ayrılmak durumunda. Bu kadar aracın aynı anda piyasadan çekilmesi araç tedarik problemini de beraberinde getirecek ve mevcut nakliye navlunlarında ciddi bir artış yaşanacak. Özellikle yurtiçi kara nakliyelerini göreceli olarak ucuz oldukları için bu araçlarla yaptıran firmalar bulunuyor. Bu firmalar müşteri servis seviyelerinde ciddi sıkıntılar yaşayacak ve maliyet artışları kaçınılmaz olacak. Olayın bir başka sosyal boyutu da hükümeti ilgilendirmekte olan yüz binler seviyesinde kişiye nerede, nasıl iş bulunacağı konusu. Diğer yandan devletin bu kişilerin tüm sermayelerini bir günde kaybetmeleri karşısında ortaya koyacakları tepki karşısında durup duramayacağı da önem taşıyor. Benzer bir uygulama iki yıl önce Polonya'da gerçekleşti ve değişimle birlikte piyasadaki oyuncuların yüzde 30'u ortadan kalktı. Türkiye'de bu oranın yüzde 50'leri bulacağını düşünüyorum. Borusan Lojistik olarak tüm kanunlara ve mevzuata uygun çalışıyoruz. Bu nedenle kanun bizi uzun vadede olumlu etkileyecek. Gerekli olan yetki belgelerimizi almış durumdayız. Ancak pek çok firmanın yetki belgesi almamış olması da kanunları uygulayan firmaları rahatsız etmekte. Tabi burada sorgulanması gereken bir nokta daha var. O da kanun uygulayıcılarının uygulamaları ne kadar denetleyecekleri ya da bu konudaki kararlılıkları. Ülkemizde ruhsat tonajı üzerinde taşıma yapmayı engelleyen bir kanun var. Ancak ne yazık ki vatandaşlarımızın hayatları söz konusuyken bile kanun yeterince denetlenmiyor. Bu durum bizlerin kanun koyucuların aldıkları kararları sorgulamamıza sebep oluyor. Aslında sorgulanmaması gereken bir olgu sorgulanır hale geliyor. 26 Şubat 2005'in sektörümüzde bir devrim olacağı kesin. Çok acılı ve ıstıraplı olacağı da aşikar, ama tarihte hangi devrim çiçeklerle karşılandı ki...